19. yüzyılın sonlarında sanayinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesinin önemine bağlı olarak dünyada ilk örneğinin İngiltere’de görüldüğü organize sanayi bölgesi (OSB) uygulamasına, 20. Yüzyılın başlarında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere diğer gelişmiş ülkelerce de başlanmıştır. İlk uygulamaların amacı sanayicilerin altyapılı arsa ihtiyaçlarının karşılanması yoluyla bu bölgeleri inşa eden özel firmaların kar elde etmeleri olmuştur. İkinci Dünya Savaşıyla birlikte başlayan dönemde OSB’ler bir devlet yatırımı olarak uygulanmaya başlamış ve az gelişmiş ülkelerde küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi amacına hizmet eder bir biçimde düzenlenmiştir
Türkiye’de sanayileşme çabaları Cumhuriyetle birlikte yoğunluk kazanarak ekonomik kalkınmanın ve yeni kazanılan siyasi bağımsızlığın temeli olarak görülmüştür. Sanayileşme Cumhuriyetin ilk yıllarında özel kesimin girişimlerine bırakılmış ancak gerek mali gücünün yetersizliği, gerekse deneyim yoksunluğu nedeniyle özel kesim bu görevi beklenen şekilde yerine getirememiştir.
İlk sanayileşme çabalarına müteakiben 1931 yılında uygulamaya konulan “I. Beş Yıllık Sanayi Planı” çerçevesinde sanayi alt yapısının oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. I. Sanayi Planı döneminde bütünüyle kamu girişimciliği ön planda tutulmuş Sümerbank, Etibank, Denizcilik Bankası gibi kuruluşlar faaliyete geçmiştir.
1960 yılında başlayan planlı kalkınma döneminde ise sanayinin “lokomotif” sektör olduğu açıklıkla belirtilmiş, ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlenmiştir. Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında Bursa’da bir OSB kurulmasıyla başlanmıştır.
Bugün itibariyle tüzel kişilik kazanan OSB sayısı 346’ya ulaşmıştır. Bu OSB’lerden 264 adedi faaliyette olup, 82 adedinde ise proje, kamulaştırma ve inşaat işlemleri devam etmektedir.
4562 Sayılı OSB kanunu uyarınca “ Organize Sanayi Bölgeleri, Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri” olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca bu kapsamda aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dâhil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı ihtisas OSB’leri kurulmuştur.
Organize Sanayi Bölgeleri, Müteşebbis Heyet, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, ve Bölge Müdürlükleri marifetleri ile kanunda kendisine verilen görevleri ifa etmektedirler. Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir. Ayrıca Bölge müdürü, yönetim kurulunun kararları ve talimatları doğrultusunda OSB’nin sevk ve idaresini yürütmek ve verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Madde 23’te İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin korrdinasyonu kısmında “Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir” hükmü yer almaktadır.
OSB Yönetimleri bu kapsamda yetki alanı içerisinde yer alan işletmeler ile ilgili olarak ; iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyebilecek tehlikeler konusunda bir ön değerlendirme yapmalı ve diğer işyerlerini etkileyecek durumlarda eğer işletme gerekli önlemleri almıyor ise işveren yada vekillerini uyarmak ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirmek zorundadır.
Ayrıca ;
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre ;
Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinde ayrı ayrı gerçekleştirilen risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür. Yönetim; bu koordinasyonun yürütümünde, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için ilgili işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir” hükmü uyarınca OSB Yönetimleri kendi sınırları içerisinde yer alan işletmelerin yaptığı risk değerlendirmeleri arasında koordinasyonu sağlamak, birbirini etkileyecek türde iş sağlığı ve güvenliği risklerine sahip olan işletmlerde alınan önlemlerin yeterli olup olmadığını belirlemek ve eğer yeterli değil ise yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirmek zorundadır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde çıkarılan İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmeliğine göre ;
Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya sitelerinin işyerlerince hazırlanan acil durum planlarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür.
Bu kapsamda OSB yönetimleri kendi sınırları içerisinde faaliyet gösteren işletmelerin özellikle birbirlerini etkileyecek büyüklükte acil durum yaşamaları durumlarında acil durumların koordinasyonunu sağlamak zorundadırlar.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde çıkarılan Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmeliğine göre ;
İşletmeci,büyük endüstriyel bir kaza olma ihtimaline karşı, kuruluşta bulunan, büyük kaza senaryo dokümanındaki senaryolara dâhil olan her bir tehlikeli madde için müdahale yöntemi ile koruyucu donanım bilgilerini içeren Ek-7’deki formata göre bir kart hazırlar. İşletmeci; bu kartı il afet ve acil durum müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü, bağlı bulunduğu belediye ve/veya büyükşehir itfaiye teşkilatına ve kuruluşun organize sanayi bölgesi veya endüstri bölgesi içinde yer alması durumunda bağlı bulunduğu bölge yönetimleri itfaiye teşkilatına gönderir.
İşletmeci, kuruluşta büyük endüstriyel kaza meydana geldiği takdirde, mümkün olan en kısa sürede, en uygun araçları kullanarak, Valilik, çevre ve şehircilik il müdürlüğü, il afet ve acil durum müdürlüğü, bağlı bulunduğu belediye ve/veya büyükşehir itfaiye teşkilatına ve kuruluşun organize sanayi bölgesi veya endüstri bölgesi içinde yer alması durumunda bağlı bulunduğu bölge yönetimleri itfaiye teşkilatına, il sağlık müdürlüğünü ve kuruluş organize sanayi bölgesinde veya endüstri bölgesinde ise ilgili bölge yönetimlerini meydana gelen kazadan derhal haberdar eder ve bu kaza ile ilgili mevzuatta belirtilen bilgileri sağlar.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yukarıda belirtilen bu kanun kapsamında çıkan yönetmeliklerde OSB Yönetimi kendisine verilen göfevleri yerine getirmez ve yerine getirilmeyen bu görevlerden dolayı herhangi bir can ve mal kaybı ve/veya çevrenin zarar görmesi gibi durumlarda yaşanan olayların türü ve neticesine göre hukuki ve cezai açılardan sorumlu olabilecektir.
[1] https://www.sanayi.gov.tr/sanayi-bolgeleri/organize-sanayi-bolgeleri-hizmetleri
[2] https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyede-faaliyetteki-270-osb-planli-sanayi-uretimiyle-ekonomiye-katki-sagliyor/2721986